Türk bilim insanı Volkan Sevilgen’in liderliğinde 2014 yılında kurulan ve ayrıntılı sarsıntı tahlilleri yapmayı sağlayan “Temblor“, milyonlarca vatandaşımızı etkileyen Kahramanmaraş sarsıntısı sonrası yeni tahlillerini paylaştı. Bölgedeki fay sınırlarının tansiyonlarının nasıl değiştiğini gösteren tahliller, yeni riskli fayları da ortaya çıkartmış oldu.
ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu ile Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü tarafından sağlanan dataları kendi modelleri ile tahlil eden Temblor’a nazaran Doğu Anadolu bölgesindeki risk tam olarak bitmiş değil. Çünkü Kahramanmaraş’taki fay kırıldı ve rahatladı lakin yaydığı güç, bu defa de komşu faylar üzerine yük bindirmeye başladı.
Peki zelzele riski nerelere kaydı?
NOT: Mavi renk düşük olasılıkları, kırmızılar ise yüksek olasılıkları göstermektedir. o harfi formundaki simgeler ise artçı sarsıntıların yerlerini göstermektedir.
Yukarıdaki görsel, 7.8 ve 7.5’lik sarsıntılar sonrasında faylardan aktarılan güçlerin nerelerde ağırlaşmaya başladığını gösteriyor. Buna nazaran büyük sarsıntılara yol açan faylardaki gerilim, artık sıfırın bile altına düştü. Yani tıpkı faylardan kaynaklanan büyük bir zelzele mümkünlüğü şimdilik kalmadı. Fakat risk hala devam ediyor. Pekala nasıl?
Risk, doğu-batı doğrultusunda arttı
Temblor’un araştırmasına nazaran Kahramanmaraş’ta meydana gelen sarsıntılar, kuzey-güney doğrultusunda az da olsa gerilim oluşturdu. Bu bağlamda; Hatay tarafından hala risk olduğunu söyleyebiliriz. Fakat bu risk, doğu-batı doğrultusundaki kadar güçlü değil. Uzmanlar, an prestijiyle en büyük riskin Kahramanmaraş’ın doğu ve batısına kaydığını gözler önüne seriyor. Yani;
Kayseri, Adana, Malatya ve Adıyaman, artık direkt risk altına girdi. Lakin Malatya ve Adıyaman, mevcut datalara nazaran daha fazla riskli. Çünkü artçı zelzeleler, Adıyaman ve Malatya tarafında daha fazla.
Bu araştırma kesin sonuçlar vermiyor!
Temblor’un yaptığı araştırmanın kesinlik içermediğini belirtmekte yarar var. Grup, Türkiye’den daha sağlıklı sonuçlar aldıkça, bu çalışmanın detaylandırılabileceğini ve belirsizliklerin giderilebileceğini belirtiyor.
Her ne olursa olsun; Türkiye’nin bir sarsıntı ülkesi olduğunu ve her an her yerde sarsıntı olabileceğini unutmamak gerekiyor. Bu yüzden yalnızca ismini geçirdiğimiz kentlerimiz değil, tüm vatandaşların dikkatli olması, gerekli önlemleri alması gerekiyor.
Kaynak: Webtekno